Camilerde "çocuk gelin" hutbesi!

Tarikat liderinin 6 yaşındaki kızını evlendirmesi ve sistematik olarak devam eden tecavüz skandalının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı 'çocuk' hutbesi dikkat çekti.

Camilerde "çocuk gelin" hutbesi!
16.12.2022 - 17:49
Haber Merkezi
374

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Cuma namazınd6a tüm camilerde “Çocuk: Rabbimizin Kıymetli Emaneti” adlı hutbe okutuldu.

DİYANET'İN HUTBESİ ÖZETLE ŞÖYLE:

Çocuklarımız, Cenâb-ı Hakk'ın bizlere bahşettiği kıymetli bir emanettir. Onlar, hayatımızın neşesi, yuvamızın bereketidir. Ailemizin umudu, geleceğimizin teminatıdır. Onun içindir ki çocuklarımızı sağlıklı bir aile ortamında, sevgi ve güzel ahlakla yetiştirmek öncelikli görevimizdir.

Onları her türlü ihmal ve istismardan korumak, dini, ahlaki, hukuki ve insani sorumluluğumuzdur. Maalesef çocuklarımızla ilgili vicdanlarımızı derinden yaralayan haberlerin öne çıktığı bir gündemin içerisindeyiz. Ne acıdır ki, yozlaşmanın, ahlakı ve hukuku kaybetmenin, vicdansızlığın bedelini en fazla çocuklar ödüyor.

“AĞIR BİR VEBALDİR”

Kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Çocukların emeğinin, bedeninin, geleceğinin istismar edilmesi, insanlığın iflas ettiğinin bir göstergesidir. Nerede, nasıl, ne zaman olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, çocukların ihmal ve istismarı, akılla, vicdanla ve ahlakla bağdaşmayan, insanlık dışı bir eylemdir.

Çocukları mağdur eden, onların geleceklerini karartan hiçbir söz ve davranışın mazereti ve meşruiyeti olamaz. Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığa ve vicdana karşı işlenebilecek en büyük cürümdür. Hem Yüce Allah hem de insanlık önünde hesabı verilemeyecek ağır bir suçtur.

“ASLA KABUL EDİLEMEZ”

Çocukların küçük yaşta evlendirilmesi ve çocuk istismarı vakalarının yüce dinimiz İslam ile anılması ve Müslüman kimliğinin zedelendiği bir sürece dönüştürülmesi asla kabul edilemez. İslam'a göre kadın ve erkek hem duygusal ve fiziksel, hem de ruhsal ve zihinsel olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilemez.

Zira evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilik ise reşit olmayı gerektirir. Nitekim ülkemizde evlilik yaşının asgari sınırı on sekiz olarak kanunlarla belirlenmiştir.

Başta anne-babalar olmak üzere herkesin evlilik yaşı ile ilgili sınırlara riayet etmesi hem dini bakımdan gerekli bir davranış hem de ailede kalıcı huzur ve mutluluğu sağlamanın en temel şartıdır.


Editör: N. Cingirt