Hikaye şöyle ;

Şehrin birinde Belediye başkanının biri, sahil düzenlemesi yapıyorum diye kıyı kenar çizgisini geçip kumun üstüne dolgu yapmış, yani denizin kumundan 10 metre çalmış..!!

Ondan sonra seçilen belediye başkanı da aynı işi yapmış.. bi öncekinin bıraktığı yerden ileriye doğru bi 10 metrede o çalmış...!!

kumun üstüne dolgu yaparak elde ettikleri alana da park yapmış..!! bi kaç küçük de büfe koymuş..!!

Ondan sonra seçilen de bakmış düşünmüş.. nihayetinde o da belediye başkanı.. onun da bi şeyler yapması lazım..!!

Akçakoca’ya yapacak bişi bulamamış...!! tutmuş o da eskiler gibi yapmış...

Kumdan bi 10 metre de o çalmış..!! parkı az daha büyütmüş... büfelerin yanına bir de heykel koymuş..!!

Ondan sonra ki de öyle yapmış... ondan sonra ki de..!!

e haliyle esnaf da buna uymuş... kumun üstüne kimi lokanta yapmış... kimi çay bahçesi..!!

En nihayetinde kum bitmiş...!!!!

Ördükleri Duvar dalganın patladığı yere kadar gelmiş...!!!!!!

Bir sonra ki belediye başkanı seçilince bir öncekiler gibi o da gözü kuma dikmiş..!!

Ama bakmış ki kum yoookkkk.!!!

Halla halla bu kum nereye gitti..!!!??

Biz kumdan nasıl çalacaz şimdi..!!?? diye düşünmüş....!!

Ve aklına müthiş bir fikir gelmiş...!!!

Demiş ki ; Denize taş dolduralım...!! Kıyı kenar çizgisini denize doğru 100 metre taşıyalım..!!!!!!!!  böylece arkada kum birikir...  kumdan çalacak yeni alan oluşur...!!!!

( Bu arada etrafında ki kimse de ona şunu söylememiş..!!

Başkan,,, sahilde kum istiyorsan... önce çaldığınız kumu geri verin..!!

yani kumun üstüne yaptığınız o dolguları,, kıyı kenar çizgisine ördüğünüz o duvarı kaldırın..!!!

Dolguyu kaldırdığınızda kaybettiğinizi sandığınız kumu altta bulacaksınız..!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Hem karada ki dolguyu kaldırmak fırtınalı bir denize yol yapıp taş dökmeye çalışmaktan daha kolay..!!!!!! )

Projeyi yapan başkan gitmiş... bir sonra ki başkan gelmiş..!!

E haliyle kendisinden önceki her başkan gibi.. bir gelenek olarak... tabi ki o da gözü kuma dikmiş...!!!!

Kıyıdan 100 metre uzağa taş doldurarak.. milyon yılda oluşmuş kıyı kenar çizgisinin,, denize doğru 100 metre taşınacağına.. o taşların orada duracağına inanmış..!!!!!

Ve kraldan çok kralcı bir biçimde kendi çıkarmadığı bu projeyi sahiplenmiş.. ve savunur olmuş..!!!

Bu arada 5-10 Akçakoca sevdalısı kişi,, çırpınıp  duruyormuş..!!

Yapmayın etmeyin.. Akçakoca'yı mahvediyorsunuz diye..!!

Ama kimse dinlemiyormuş..!!

Ve işin yapımına başlanmışşşş....!!!!

Hikayenin bundan sonrası da rivayete göre şöyle..!!!!

Denize yol yapmanın ne demek olduğunu anlayamayan çevre sakinleri ( sadece işyerleri değil..!! apartmanlarda oturan çevre sakinleri..!! )

2 yıl boyunca gürültüden evlerinde uyuyamaz olmuş..!!

Sabah sekizde başlayan makine gürültüsü akşam biter sanmışlar... ama müteahhit işi bir an önce bitirip parasını almak için gecede büyük jeneratörlerle aydınlatma yapıp gece de çalışmaya karar vermiş.. ve gürültü geceleri de devam etmiş..!!!!

Bize bişi olmaz zanneden balık lokantaları.. camlarını açamaz olmuş..!!!!

Bizi ilgilendirmez diyen köylü... Denize dökülen taşın kendi köyünden geldiğini görünce.. hay allah ne yaptık.. bu taş ocağının tozu dumanı bizi mahvetti.. bu koca kamyonların korkusuna çocuklarımız yola çıkamıyor demiş...!!

Bizi ilgilendirmez diyen üniversite servis şöförleri,, Ağır kamyonlar yolları göstebek yuvasına çevirince.. hay allah biz ne yaptık demiş..!!

Neyse,, bitmeyecek ceza yoktur..!!!

İş en sonunda bitmiş..!!!

İş bitince rahata ereceğini zanneden Akçakocalı..

bir bakmış ki ne görsün...!!!

o dökülen taşların arkasında hiç de öyle güzel bir plaj yok...

tam tersine derinliği bele kadar, dibi çamur.. üzerinde çer çöp olan sığ bir su var...!!

Mecbur suda yürüyerek dolgulara kadar gitmek.. ıslak kayaların üzerinde cambazlık yaparak oradan suya girip yüzmek lazım...!!

Ve öyle yapmış..!!

Ama tam o sırada ayağı kaymış.. kafasını taşa vurmuş..!!

Ve anlamış ki ; Bu dalga kıranlar hiç de iyi bir şey değilmiş..!!!!!!!

Halk arasında Bir şeyi sonradan anlamak/farketmek anlamında kullanılan '' kafasına taş düştü '' lafı..

bu ve benzeri olaylarda kafasını gerçekten kayaya vurmaktan gelirmişşşş...!!!

Bu arada bu işe beton verenler, taş satanlar, Akçakocalı olarak bu işten siyaseten ve ticaretten nemalananlar/para kazananlar ne mi yapmış...!!!!??

Onlar, Akçakoca artık yaşanmaz bir yer oldu deyip...

Ege’nin bir kasabasından yazlık almış ve oraya yerleşmişşşşşş!!!!

Sıtkı Şengün

Editör: N. Cingirt