Ülkücüler, Referandumda Nerede Duruyor?

REFERANDUMDA NEREDE DURUYORUZ?

 Ülkücüler, Referandumda Nerede Duruyor?
3.02.2017 - 10:19
1541

Her tartışmanın böylesine ikiye böldüğü bir başka camia yoktur.

Meclis aşamasını tamamlayarak artık halka sunulmayı bekleyen bir anlamda Başkanlık Sistemini de içeren mini anayasa referandumuna MHP’de yaşananlardan bağımsız bakılmasını, değerlendirilmesini ve öyle karar verilmesini savunanlardanım.

**

Milliyetçi Hareket Partisinin son yıllarda en belirgin politikalarından birisi nedir diye sorulsa muhtemeldir ki Başkanlık Sistemine karşı olan tutumu öne çıkar.

Özellikle son yıllarda hem Meclis gurup konuşmaları hem de miting alanlarında Sayın Bahçeli’nin Başkanlık Sistemine dair görüşleri Ülkücülerin hafızalarında pek tazedir. Zaten seçim beyannamesinde de MHP demokratik parlamenter sistemden yana olduğunu kayıt altına almıştır.

MHP tabanında da Sayın Bahçeli’nin bu güçlü karşı çıkışları karşılık bulmuş ve MHP tabanının tamamını bu görüşler şekillendirmiştir.

**

Çok uzatmaya gerek yok.

MHP’nin görüşleri geçmişte bu yönde olmasına rağmen Başkanlık Sistemi yine MHP’nin gündeme taşıması ile Türkiye’nin en önemli meselesi haline dönüşmüş ve Meclis’te yaşanan şiddetli tartışmaların sonucunda milletin kararına kalmıştır.

Türkiye gündemini meşgul eden her meselede olduğu gibi ne yazık ki Başkanlık Sistemi tartışmasında da MHP ikiye bölünmüş durumda. Daha olağanüstü kurultay tartışmalarının yarattığı derin ayrılık giderilmeden yaşanan bu fikri ayrışma MHP’yi ciddi biçimde yıpratırken konunun tartışılmasına da engel teşkil ediyor.

Türkiye’de kimilerine göre sistem kimilerine göre rejim değişikliği olarak değerlendirilen Cumhurbaşkanlığı-Başkanlık Sistemi olarak isimlendirilen bu önemli konu yeterince tartışma zemini bulamıyor.

Ülkücü Hareket ise zaten tartışmıyor temel kabuller üzerinden ya EVET ya HAYIR diyor. Oysa, bu konu mutlak surette MHP’de yaşananlardan bağımsız tartışılmak zorunda.

**

Geçmişine atıf yapmayı seven bir siyasi hareket olarak ne yazık ki bir tartışma kültürü oluşturamamış bir hareket Ülkücü Hareket. Konu ne olursa olsun tarafların haklı çıkmak üzerinden sürdürdüğü tartışmalar büyük çoğunlukla ihtilafla sona eriyor.

Bu meselede de EVET-HAYIR’cılar kategorize ediliyor konu enine boyuna tartışılmak yerine iktidar-muhalif ekseni üzerinden değerlendirmeler yapılıyor.

**

 Sistem tartışmaları zor tartışmalardır. Ezber kabuller üzerinden yürütülmesi pek mümkün olmayan ve önyargıların tarafları esir aldığı tartışmalardır. Oysa bu tartışmalar ve süreçler yerleşik kalıplardan kurtularak yapılması gereken ve Türkiye’ye ne getireceği-götüreceği iyi hesap edilmesi gereken tartışma süreçleridir.

Türkiye’yi böylesi ilgilendiren bir referandum öncesi düşüncelerimi bu tartışmaların kısırdöngüsüne kapılmadan yapmaya çalışıyorum. Elbette Başkanlık Sistemine dair bir fikrim var. Ki bu fikrimin yerleşmesinde de Sayın Bahçeli’nin önemli biçimde payı var. Ama yine de Başkanlık referandumunun sonuçları üzerinden Türkiye’ye nasıl etki edebileceğini düşünüyor olasılıklar üzerinden bir sonuç çıkarmaya çalışıyorum.

Türkiye’nin sorunlarına yaklaşımlarda Türk Milliyetçilerinin referansı köklü fikir kaynakları, Türk Milliyetçisi aydınların eserleri, rahmetli Başbuğun varsa konuya dair görüşleri ve MHP’nin takındığı tavırdır. Bu meselede MHP geçmişten farklı bir tutum içine girerek referandum da EVET diyeceğini açıkladı.

Fakat bu EVET’i hangi makul gerekçelere dayandırdığını izaha erek görmedi. MHP’de muhalif kesimin öncüleri ve genel başkan adayları da daha en baştan HAYIR dediği için bir anlamda EVET diyenler Genel Merkezci HAYIR diyenler de Genel Merkeze muhalefet edenler olarak anlaşıldı. Ama dediğim gibi bu mesele bu ikilem üzerinden değerlendirilemeyecek kadar önemli bir mesele.

EVET diyen de HAYIR diyen de bu tavrı Türk Milliyetçiliği açısından izahla sorumlu.

**

MHP Genel Merkezi dün savunduğu ve bizi de etkisi altına alan görüşlerinden vazgeçmiş olabilir. Bu siyasette mümkündür.

Ama kamuoyuna izah edilmediğinde tartışmalara yol açmış MHP üst yönetimi ile tabanı arasında yaşanan kopukluğu gözler önüne sermiştir. Kendince kalem oynatan bir Türk Milliyetçisi olarak MHP’nin Başkanlık Sistemine dair geçmişte durduğu yerin doğru olduğunu, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran ve gücün bir kişide toplanmasına yol açan Başkanlık Sisteminin Türkiye’nin herhangi bir sorununu çözebileceğine kani değilim.

15 Temmuz gibi alçak bir darbe girişimi sonrası toplumsal uzlaşıya ihtiyacı olan ülkemizin toplumsal kesimleri arasında daha da derin ayrılıklar yaratacak olan Başkanlık Sistemi referandumunda dün savunduğumuz görüşlerin doğruluğuna inanıyor ve 0görüşlerin arkasında duruyorum. Her fiili durumun hukukileştirilemeyeceğine inanıyorum.

**

Engellemeye gücünüzün yetmediği her fiili durumu hukukileştirmeye destek vermek bir anlamda çaresizliğinde itirafıdır. Engelleyemiyorum bari yasalara uydurayım anlamı taşıyan bu girişim başka fiili durumların doğmasına da zemin yaratır. Yada farklı fiili durumları dayatanlar da pozisyonlarının hukuka uydurulmasını talep edebilirler.

Yani, o zaman güçlüler kazanır.

Oysa biz güçlünün değil haklının kazanacağına inandığımız için güçlüden değil haklıdan yana olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Bizim durduğumuz nokta budur.

 Biz bu değerlendirmeler ışığında Başkanlık Sisteminin Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunları çözebileceğine inanmıyor MHP'nin resmi görüşü olan parlamenter sistemin revize edilmesini savunuyoruz. Mesele bu kadar açıktır.

Müjdat ÖZTÜRK

Müjdat ÖZTÜRK

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akçakoca TV (www.akcakocatv.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız