Geçen hafta CHP’liler iftar yemeğinde bir araya geldi.

Eski ve yeni yöneticiler, partinin ağırlığı olan üyeleri bir aradaydı.

Bir nevi genişletilmiş komuta konseyi de denilebilir.

Bu toplantıda bizatihi oluşan hava Akçakoca’da Akçakoca için bundan nasıl muhalefet yapılacağını da belirleyecek yapıdaydı.

Birçok konuda ne yapılacak değerlendirmeleri yapılırken imar planında yapılan değişikliklerin yargıya taşınması konusunda resmi olmayan bir karar alındı. Katılanlar bu karara destek verdiler destek vermeyenler ise sessiz kaldılar.

İmar planındaki değişiklikten kasıt da Turkuaz Otel için belediye meclisinde kabul edilen imar değişikliği.

Bölge idare mahkemesine dava açılması için çok imzalı bir dava dilekçesi verilerek CHP’nin muhalefet anlayışı başka bir platforma taşınacaktı.

İmdi,

Muhalefetin netice almayan boş konuşmalar yerine hukuk yolunu seçmesi çok güzel.

Bu yol iktidar için bile çok güzel çünkü Akçakoca Belediye Meclisi üyeleri arsında imar mevzuatı konusunda yetkin çok fazla kişi yok. Kabul edilen imar değişikliklerinin mevzuata uygun mu yoksa mevzuata uyduruluyor anlayabilmek çok zor.

Yargıya başvurulmasından kimsenin imtina etmemesi gerekir.

Ancak,

Maalesef durum hiç de öyle değil,

Bölge idare mahkemesine verilecek dava dilekçesinde atılacak imzalar konusunda bol miktarda fire hemen birkaç günde gerçekleşti.

Bu konuda dirayetli davranan ve bölge idare mahkemesine dava açılması konusunda ısrarcı olan da CHP’li belediye meclis üyesi Turgay Çakmak.

Davaya konu olan imar değişikliği ile ilgili olarak ilk anlatılanlardan rahatsızlık duymadığımı makul bir kararmış gibi gördüğümü söylemeliyim.

Ancak son anlatılanlarla makul yaklaşımdan hızla uzaklaştığımı söyleyebilirim. Mesela denize inen sokağın iptalinin söz konusu olduğu söyleniyor.

Hiçbir sokak ya da yol turizm amaçlıda olsa iptal edilemez. Geçmiş de bunun emsallerinin olması bugün de olmasını gerektirmez.

Bu iddia geçerli ise yok öyle değildi böyle değildi diye tartışmak yerine konuyu yargıya intikal etmek en doğrusu. Bölge idare mahkemesine başvurulmasından kimsenin gocunmasına da gerek yok.

Turgay Çakmak’ın bu konuda yalnız kalmayacağı birçok CHP’linin dava dilekçesine imza vermekten imtina etmeyeceğini Akçakocalıların büyük bir çoğunluğu gibi ben de görmek isterim.

Akçakoca’nın düzgün yönetilmesi için muhalefet partilerine de düşen görevler var, bu süreç Akçakoca CHP’nin bu görevi ne kadar doğru yapabileceğini de gösterecektir.