Son Dakika
- 15:30 - 31 Mart 2023 Cuma , il il fındık fiyatı
- 08:57 - Erol Özcan vefat etti
- 08:39 - Akçakoca'da bugün 2 kişi vefat etti
- 08:32 - Vereyim şirketi sustur Sedat Peker’i...
- 08:16 - Kur korumalı hesaplarda faiz üst limiti kaldırıldı
- 08:13 - Kamu bankalarına 111 milyar liralık destek
- 07:56 - Kesin aday listesi Resmi Gazete'de
- 07:53 - Emeklilerin maaş artışı mecliste yasalaştı
- 22:26 - Yediği pide sonu oldu...
- 22:01 - Akçakoca’da yeni doğalgaz keşfedildi
Demokratikleşme paketi ile ilgili söz sırası sivil toplumda...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan merakla beklenen demokratikleşme paketini açıkladı. Açıklanan demokratikleşme paketi toplumun her kesiminden büyük ilgi gördü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan merakla beklenen demokratikleşme paketini açıkladı. Açıklanan demokratikleşme paketi toplumun her kesiminden büyük ilgi gördü.
Demokratikleşme paketinde özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılması, andımızın kaldırılması, kamuda türban serbestliği, seçim barajının değiştirilmesi gibi bir çok demokratik açılım maddesi yer aldı. Biz de Düzce’deki kanaat önderlerine demokratikleşme paketini sorduk. İşte o görüşler:
Osman Çakır AK Parti Milletvekili
Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nin ardından Milletvekili Osman Çakır, Öncü Ana Habere değerlendirmelerde bulundu. Bu paketin ne ilk ne de son olduğunu hatırlatan Çakır, herkesin farklılıklarını yaşayabilmesi adına açıklanan paketin önemli olduğunu belirtti.
Bu ne ilk paket ne de son paket
Çakır, “Bu ne ilk paket ne de son paket. Burada özellikle üzerinde durulması gereken başbakanımızın söylediği “Son olmadığı ve keşke 11 yıl önce bunları yapabilseydik” sözü. Bunlar altı çizilmesi gereken konulardır. Türkiye’de herkesin farklılıkların yaşayabildiği bir ülke olmasını istiyoruz. Korkular üzerine kurulmuş bir devlet değil, herkesin kendi farklıklıklarını ifade edebileceği ötekileştirilmediği bir sistem istedik.” diye konuştu.
Pakette öne çıkan maddelerden biri olan kamuda türban serbestliği ile ilgili olarak Çakır, bu paketle türban mevzusunun siyaset malzemesi olmaktan çıkacağını savundu.
Siyaset gündemi oluşturamayacak
Çakır, “Başını örtme mevzusunu biz hep tartıştık. Başını örten ya da örtmeyen diye sınıflandırılmasını çok doğru bulmuyorum. İnsanlara belli konularda dayatmalar doğru değil. Kişilerin kendi yaşam biçimini ötekine dokunmadan yaşayabileceği bir alan istiyoruz. Başörtüsü konusunda 1960'lardan bu yana çocuklarını okumasını isteyen ancak başlarını da örten ailelerin mücadelesiydi. Başörtüsü artık savunuyormuş ya da karşı geliyormuş gibi siyaset parçası olmayacak. Bundan sonraki süreçte siyaset gündemi oluşturamayacak.” dedi.
Pazarlık söz konusu değil
Demokratikleşme paketinin pazarlık olarak nitelendirilmesine ilişkin ise Çakır, şunları söyledi:“Bir pazarlık söz konusu değil, hiçbir zaman olmadı da. Çözüm sürecinde de pazarlık söz konusu değildi. Pakete birilerinin ihanet demesi beni çok ilgilendirmiyor. Önümüzdeki süreçte bu adımların daha da ilerilere taşınarak bu ülkede insanları belli kalıplara sokmaya yer olmayacak. Herkes kendi farklılıkları yaşayabilecek. Devletin resmi dili Türkçe'dir. Yıllarca İngilizce, Almanca eğitim veren kurumlar vardı. Bunlar gibi eğitim verecektir. Bu dünya demokrasi standartlarına uygun. Bunlar yeterli değil, devamı gelecek. Demokratikleşme başlamıştır, hayırlı olsun.”
Orhan Kılıç Memursen İl Temsilcisi
Eksikleri değil fazlalıkları konuşalım
Memur-Sen Düzce İl Temsilcisi Orhan Kılıç açıklanan demokratikleşme paketinin olumlu ve gerekli adımları içerdiğini ancak bazı ilavelere ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Kılıç, özgürlüklerin önünü tıkayan, antidemokratik ve darbe kalıntısı yasakların ortadan kaldırılmasına olanak sağlayan, hedefler içeren paketin devlet ile milletin kaynaşmasını hızlandıracağını, demokratik devlet, özgür birey yolunu da kısaltacağını söyledi.
Memur-Sen’in mücadelesi vardı
Memur-Sen Düzce İl Temsilcisi Orhan Kılıç, paketin kamu görevlileriyle ilgili boyutunun da yıllardır beklenen ve istenen hususları kapsadığını dile getirdi. Kılıç, bu çerçevede, Memur-Sen’in yıllardır kararlı bir şekilde mücadele ettiği, talep ettiği ve eylemlilik süreci geliştirdiği, son olarak da sivil itaatsizlik eylemiyle yasağa fiilen son verdiği, kamuda başörtüsüne özgürlük konusunun pakette yer almasının Memur-Sen’inin başarısı olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Eksikleri değil daha fazlasını konuşmalıyız
Paketin, biri mevcut yasakları sona erdirmek diğeri talep edilen özgürlükleri hayata geçirmek şeklinde iki ana çerçevesinin olduğunu ifade eden Kılıç, hala kurtulmamız gereken yasakların ve kavuşmamız gerekene özgürlüklerin bulunduğuna da vurgu yaptı.
Paketin, eksik yönlerini öne çıkarmak yerine daha fazlasını isteyerek demokratikleşme iradesine katkı sunmanın önemli olduğunu vurgulayan Memur-Sen Düzce İl Temsilcisi Orhan Kılıç, “Sayın başbakanın açıkladığı paketle; artık 30 yılı aşkın bir süredir başörtüsü üzerinden hakları gasp edilen, ötekileştirilen, yok sayılan bu ülkenin kadınları çalışma hayatında daha fazla yer alacaklar. Kadın, kadın eşitliği sağlanacak ve başörtüsüyle görev yapan kadınlar, kamuda yeni kariyer hedefleri geliştirecek. Türkiye’nin ufkunu değiştirecek bir yarışa girecekler. Kılık kıyafet yönetmeliği değiştiğinde ve başörtüsüne özgürlük hukuken teminat altına alındığında, Türkiye sadece 82 model militarist bir yönetmelikten kurtulmuş olmayacak. Çok daha önemlisi özgürlükçü, insan haklarına ve insan onuruna daha fazla önem veren yeni ve yıkılmaz bir demokratik iradeyi de hayata geçirmiş olacak." dedi.
Andımızın kaldırılması umut verici
Memur-Sen Düzce İl Temsilcisi Orhan Kılıç, paketin özellikle geleceğin Türkiye’si adına umutları artıran başlıklarından birisinin okullardaki andımız uygulamasının kaldırılması olduğuna dikkat çekerek , “Memur-Sen olarak, ilkokulda çocuklarımıza her sabah okutulan andımızın kaldırılması gerektiğini ifade etmiş, ve bunun hem pedagojik hem de demokratik gerekçelerini sürekli dile getirmiştik. Bu ülkenin çocuklarını olduğu gibi kabul etmeyen, kimliklerini kendi zihinlerinde tartışılır haline getiren bu rütielin toplumun birleşmesine değil ayrışmasına neden olduğunu da defalarca belirttik. Daha da ötesi çocukların her sabah okumak zorunda bırakıldığı andın içeriğini ayrıştırma ve ötekileştirme gibi manifestosu olduğunu da söyleyerek, andımızın kaldırılmasının ülkemizin her hangi bir etnik grubuna zarar vermek ya da yarar sağlamak sonucunu içermediğini, aksine and içindeki kavramların ne anlama geldiğini dahi bilmeden söylemek zorunda bırakılan çocuklarımızın özgürlüklerine saygı duyma ve onları özgürlükle tanıştırma sonucunu içerdiğini.” ifade etti.
Metin Kaşıkoğlu, AK parti İl Başkanı
Paket ülkemize hayırlı uğurlu olsun
Başbakan Erdoğan’ın dün açıkladığı ve kamuoyu tarafından ilgiyle izlenen demokratikleşme programı hakkında görüşlerini ifade eden AK Parti İl Başkanı Metin Kaşıkoğlu, “ Türkiye, ayağına takılan prangalardan kurtuluyor “ dedi.
Türkiye prangalarından kurtuluyor
“ Vatandaşlarımızın ayağına takılan prangalardan ve zincirlerinden kurtulma açısından çok önemli olduğuna inanıyorum. Ayrımcılığın ortadan kaldırıldığına kardeşliğin ön plana çıkarıldığı, Türkiye’de yaşayan her yurttaşın birinci sınıf vatandaş noktasına taşındığı ve hakkın ve hukukun teminat altına alındığı demokratik özgürlüklerin olabildiğince evrensel normlara taşındığı bir demokratik değişim paketi olduğunu hep birlikte görüyoruz “
Demokratik açılım daha da arttı
Açıklanan bu yeni demokratikleşme paketi ile siyasetteki tıkanmaların önüne geçilecek, ana dilde eğitimin özel okullarda uygulanması gibi, toplantı gösteri yürüyüşlerinde bir takım değişiklikler gibi siyasi partilerin teşkilatlanma zorunlulukları, eş genel başkan sistemleri, siyasi parti üye olmanın önündeki engellerin kaldırılması gibi bir çok değişiklik siyasetteki tıkanmanın önünü açacaktır.
Başörtü zulmü sona erdi artık
“ Yeni paketle, İkna odalarına mahkum edilen başıörtülü vatandaşlarımız için tarihi bir milat olacak bir çalışma oldu “ diyen Kaşıkoğlu, Tarihi bir milat tarihi bir çalışmadır bu. Eğitim adalet ve silahlı kuvvetler haricindeki tüm kamu kurumsal alanında bugün başörtülü bayan kardeşlerimize açılmış olduğunu görmek bizler için büyük mutluluk kaynağıdır. Ben bu paketin eklentileri ile fazlasıyla eksiğiyle Türk milleti olarak birliğimize beraberliğimize kardeşliğimize güç kuvvet vermesini temenni ediyorum” dedi.
Zeki Bayram Eğitim İş
Başbakan’ın açıkladığı demokratikleşme paketine ağır eleştiriler getiren Eğitim iş Düzce Şube Başkanı Zeki Bayram, bu paket Laik Cumhuriyetin bitirilmesi projesidir “ dedi.
Bayram şunları söyledi: “ Öncelikle Başbakanın demokratikleşme paketi Oslo görüşmelerinden başlayan, PKK ile yapılan müzakerelerle devam eden ve gelinen noktada PKK ve BDP temsilcilerinin tehditlerinin sonucunda gelen bir paket olduğunu tespit etmek lazım.
Etnik kimlik mezheple kaşınıyor
Genel olarak baktığımız zaman, Net cevap laik cumhuriyetin bitirilmesi ve Türkiye’nin parçalanmasında basamak taşlarının döşenmesidir. Burada ulusal bütünlüğümüz ve birliğimiz bozulmak isteniyor. Etnik kimlikler mezheple kaşınıyor. Türkiye’de etnik kimlik ve mezhep yönünden Dünya’nın en zengin ülkelerinden birisidir. Bunu kaşıyarak bir milletin bütünlüğünü bozarsınız ve amacınıza ulaşırsınız. Bu 1910’larda Sevr antlaşmasını Türkiye’ye dayatan emperyalist güçlerin hedefleridir.
Andımız Başbakanı rahatsız ediyor
“ Andımız Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak. Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Bu sözler başbakanı rahatsız ediyorsa siz yurtsever misiniz diye sormak lazım “ diyen Bayram
“ Ben Türk’üm ama soyum köküm nedir derseniz çok karışıktır. Bu binlerce yüz binlerce yıllardan gelen bir şeyler vardır. Bizim Türk ırkı arayışımız yok. Atatürk’ün de böyle bir hedefi yoktu. Andımızın kaldırılmasının kime yarayacağı net olarak ortaya çıkıyor. Bizi bölmeye çalışanların istediği bir şeydir.
Anadil bu ülkeyi böler
Anadilde eğitim bu ülkeye bölünme getirir “ diyen Bayram sözlerini şöyle tamamladı: Anadilde eğitimle anadil eğimini ayıralım. Anadil eğitimi Kürdün Lazın ne kadar etnik köken varsa kendi kültürlerini korumak adına ana dillerini öğrenmelerini isteriz. Dil Kültürel zenginliktir. Birde bizi birleştirici olan Türk dili var. Dil birleştirir, hiçbir zaman dil bölünme sebebi olmamıştır. Ama siz derseniz ki Lazlarla laza, Çerkeşler Çerkezce Kürtler Kürtçe eğitim yapsın derseniz biz nasıl bir araya geliriz. Ben nası Hakkari ye gidip çalışacağım. Hakkrili öğretmen burada nasıl çalışacak. Fiili olarak demokratikleşme değil bölünmedir “ dedi.
Osman Çakmak, Türk Eğitim Sen
Medeniyetimiz Türkçe üzerine inşa edilmiştir
Başbakanın açıkladığı demokratikleşme paketi üzerine görüşlerini sorduğumuz Türk Eğitime Sen Düzce Şube Başkanı Osman Çakmak, açıklana paket Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir girdaba doğru sürüklüyor “ dedi.
Açıklamalarına andımızın okullardan kaldırılmasıyla başlayan Osman Çakmak, Andımızın kaldırılması için daha önce Memur-Sen Diyarbakır Şubesi’nin eylemleri olmuştu. Niçin kaldırıldığını konuşmak lazım. Hükümet bu adımı neden attı?
Andımızın Türk’üm ifadesi ile başlaması ve varlığım Türk varlığına armağan olsun ifadesinin bulunması rahatsızlık verdi. Biz kavram kargaşası içinde boğuşuyoruz. Bu kavramların içini doğru doldurmadan anlaşmamız mümkün değil. Ben Düzce’de yetiştim. Burada Çerkez, Abaza, Gürcü çocukluk yıllarımızdan itibaren can ciğer dostlarımız oldu. Bir sefer başka milletten olduğumuzu düşünmedik. Doğu’dan kardeşlerimiz geldiği zaman kardeş bildik. Hayatı paylaşırken Türkçe üzerine kurulan medeniyetle kucaklaştık. Türkçe üzerine inşa edilen bir medeniyet bizleri kucaklaştırıyor.
Türklükten vazgeçersek milletiz diyemeyiz
Türk’üm den vazgeçtiğimiz zaman milletiz diyemeyiz. Bu kadar can ciğer dost olduğumuz arkadaşlarla beni aynı tanımın içine sokan bir başka ifade yok. Müslüman’ız deriz. Elbette Müslüman’ız. Tüm Müslümanlar kardeştir. Biz tek milletsek ismimiz ne olacak. Türkiyeli kelimesi bunu karşılamaz. Irkçılık çok iptidai bir kelimedir. Kim ırkçılık yapıyorsa ona lanet olsun. Bu ülkenin bin yıllık tarihine sahip çıkmamız gerekiyor.
Ana dilde eğitim de Türkiye’nin sürüklenmeye çalışıldığı ortamın hazırlanmasıdır. O bölgede yine halkı tenzih ederek söylüyorum. Politize olmuş gurupların talepleri anadilde kamu hizmeti , anadilde eğitim talebi ile kendi federatif yapılarını kurmak istiyorlar. Şu anda o bölgede çalışıp gelen memur arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Eğer burası Türkiye Cumhuriyeti tek devlet, tek millet olacaksa bunun tek yolu ortak dil olan Türkçeyle kucaklaşmaktır. Ana dilin yok olmaması için tedbirler alınsın. Özel kurslar açılsın. Hatta vakıflar kültür dernekleri kurulsun yaşatılsın. Ama siz yaşam alanının tamamını başka bir dile bıraktığınızda tek milletten bahsedemezsiniz “ dedi.
Başörtü meselesinin çözümü iyi oldu
Çakmak son olarak, memurlara da siyasi partilere üye olma hakkı verilmesini olumlu bulduğunu, başörtüsünün kamuda serbest bırakılmasının bir çok sıkıntıyı aşmamıza yardımcı olacağını ifade etti.