- 30.12.2021 20:36
Bugün niyetim, yılın son günü nedeniyle bir YENİ YIL yazısı yazmaktı. Lakin, yılın son günü arifesini ‘Emniyette ifade vermekle’ geçirince bu mümkün olamadı.
Belediyenin ‘kendi vatandaşlarını’ MAHKEMEYE taşıyan olayı kısaca yazmak isterim. Düzce’de adını Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu olan HAMİT KAPLAN’dan alan ‘Olimpiyat Kavşağı’ adı Düzce belediyesi tarafından kaldırılmak/silinmek isteniyor. Yıllardır kamuoyunda ‘Olimpiyat Kavşağı’ olarak ŞEHRİN HAFIZASINDA ve Türkiye’nin Coğrafi tanımlamasında yer alan bu isim yerine yine Düzcemiz’in hayırsever ailesi olan SANCAKLI ismi verilmesi öngörüldü. Ne var ki; kavşak ismi verilmesi, yasalara uygun olmayan bir şekil ve en önemlisi toplumsal uzlaşı dışında yapıldığı için DAYATMAYA dönüştü.
Belediyenin 6 Aralık tarihli Meclis oturumunda söz konusu kavşağa isim verilmesi konusu bir önerge ile gündeme getirildi. CHP, İyi Parti, MHP’li Meclis üyelerinin yazılı önergesine Ak partili Meclis üyesi de imza verdi. Bu önerge, Ak partili meclis üyelerinin oylarıyla, görüşmeye bile açılmadan reddedildi.
Önergenin reddi konusunda açıklama yapan Ak parti meclis başkanvekili, önergeyi kabul etmeme gerekçesi olarak, ‘Bu konu bizim Ak parti grubuna gelmedi,’ dedi. Daha önceden de benzer tavırlar sergilendiği için bu cümlenin anlamı şu: ‘Meclise gelecek konuları biz belirleriz. Siz muhalifsiniz. Halk da bizi seçti. Biz istemezsek hiçbir konuyu gündeme almayız’
Meclis Başkanı, Ak parti başkan vekiline söz vermesine karşın muhalif partilerin başkan vekillerine söz vermedi. Bu antidemokratik tavır karşısında mecliste seyirciler kısmında bulunan, kamuoyunda uzun bir süredir ‘Olimpiyat Kavşağı’ konusunda aydınlatma çalışmaları yapan bir grup ellerindeki pankartlarla sessiz protesto hakkını kullandılar. Ki, bunlardan biri de bendim. (Ben gazeteciyim ama önce insanım. Yaşadığım şehirde her türlü haksızlığa karşı durmanın sorumluluğu ile hareket ediyorum)
Bu grubun sessiz protestosu, mecliste bulunan Ak parti teşkilatından bir bayanın provoke etmesiyle tartışmaya dönüştü. Tüm bunların sonucunda da DÜZCE BELEDİYE BAŞKANLIĞI protesto gösterisinde bulunan kişiler hakkında SUÇ DUYURUSUNDA bulundu.
***
1-Öncelikle, Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün videolardan izleyerek söz konusu olay hakkında bilgi edinmesi yeterli olmayacaktır.
2- Ne olursa olsun, protestoda bulunan kişiler sizin vatandaşınızdır. Kaldı ki, içlerinden biri dernek başkanı biri parti yöneticisi, biri gazeteci hüviyeti ile toplumsal kimliği ve sorumluluğu bulunanlardır. Kaldı ki, o vatandaşlar meclisin asıl sahipleri/vekilleridir, patronlarıdır.
3- Düzce belediye meclisinde, çok daha sert tartışmalar, belediyeye karşı protestolar yapılmıştır. Depremzedeler derneği üyeleri ile otobüsçülerin eylemi buna örnektir. Hatta belediye başkan yardımcısı makamında protesto edilmiştir. Tüm bunlara karşın belediye bir kez bile bu olayların taraflarını mahkemeye vermemiştir. Bu İLK’tir ve TARİHE GEÇME aşamasındadır. Ne kadar başarılı hizmetler yapsanız yapın bu olay size hiç de takdir edilmeyecek GÖLGE gibi yapışır.
4- Farklılıklar zemininde toplumsal uzlaşı, başkalarının haklarına saygı, hukuk önünde eşitlik gibi ilkeler insanlığın büyük bedeller ödeyerek modern hukuk düzenlerine kazandırdığı evrensel değerlerdir. Dile getirilen fikirler sadece toplumdaki genel kabullere göre uygun olduğunda ifade edilebilseydi yani hoşa gitmeyecek fikirler söylenmeseydi hala orta çağ karanlığında olurduk. Uygulanan siyasi kararlara ve iktidarın yürütülme biçimine katılmayanların bunu dile getirmesi, fikirlerini kamuoyu önünde tartışması cezalandırılmamalıdır.
5- Mecliste ‘sesi çok fazla çıkan genç arkadaş’, babasının bile önünde ‘abi diyerek’ saygı duyduğu, kendi partisinden olan ‘meclisin en büyüğünün’ bulunduğu ortamda siyasi nezaketi gösterebilmelidir. Kuşkusuz babası da, ‘büyüklerinden’ örnek alsın diye çocuğunu o meclise göndermiştir.
6- Ve son olarak; Belediye Başkanı Faruk Özlü, seçimlerden önce propaganda çalışmaları sırasında, kendilerinden olmayan herkesi ÖTEKİLEŞTİREN bir üslupla konuşmuş, eleştiriler alınca da, ‘siyasi bir değerlendirme yaptığını’ söylemişti. ‘Tepe’ de bu konuda hayli ‘siyasi değerlendirme’ yapılıyor. Hiç de hoşnut olmayacağımız değerlendirmeler bunlar.
Toplumsal uzlaşının önünü tıkayan bir ceza anlayışı toplumu ileriye değil geriye götürür. Şiddeti teşvik etmedikçe, ırkçı ve ayrımcı olmadıkça her türlü düşünce ifade edilebilmelidir. Bu nedenle Belediye Başkanı Faruk Özlü’ye sesleniyorum, “Gelin bu davadan vazgeçin, ‘Gönül Belediyeciliği’ yapacaksanız eğer, önce ‘gönül kapısını’ açık tutun.
( Emniyet müdürlüğünde ifademi alan/yazan görevlilere saygılı, nezaketli tutumlarından dolayı teşekkür ediyorum)
Yorum Yap